1 Kırat Ne Kadar? Zamanın, Değerin ve Ağırlığın Hikayesi Kıratın Anlamı: Bir Ölçüden Fazlası Kırat, yalnızca bir ağırlık birimi değildir; tarihin, ticaretin ve insanın “değer” kavramını ölçme çabasının sembolüdür. Günümüzde mücevher sektöründe “1 kırat” genellikle 0.2 gram olarak tanımlanır. Ancak bu rakamın ardında, binlerce yıllık kültürel ve ekonomik bir serüven yatar. Kırat kelimesi, Yunanca “keration” yani keçiboynuzu tohumundan gelir. Antik dönemde tüccarlar, keçiboynuzu tohumlarını altın, gümüş ve değerli taşların ağırlığını ölçmek için standart kabul etmişlerdir. Çünkü bu tohumlar şaşırtıcı biçimde birbirine yakın ağırlıktaydı. Böylece “keration”, Arapça’ya “qīrāṭ” (قيراط), oradan da Türkçe’ye “kırat” olarak geçmiştir. Bu küçük tohumun tarihsel serüveni, bugün…
Yorum Bırakİlginç Anlar Yazılar
1 Kilogram Hidrojen Kaç Kilometre Gider? Kaynakların Kıtlığı, Seçimlerin Gücü ve Ekonomik Geleceğin Yönü Bir ekonomist olarak her sabah zihnimde aynı soru yankılanır: “Kaynaklarımız sınırlıyken, seçimlerimizin maliyeti ne kadar fark yaratıyor?” Enerji meselesi bu sorunun kalbinde yer alır. Çünkü enerji, üretimin, ulaşımın, hatta gündelik yaşamın görünmez motorudur. Bu çerçevede sıkça sorulan “1 kg hidrojen kaç kilometre gider?” sorusu yalnızca teknik bir merak değildir; aynı zamanda bir ekonomik denklemdir. Bu denklem, bireysel tercihlerden küresel piyasalara, çevresel sürdürülebilirlikten toplumsal refaha kadar uzanan bir ağın içindedir. Enerjinin Ekonomik Değeri: Kıtlık Üzerine Bir Düşünme Biçimi Ekonominin temel yasalarından biri “kıtlık”tır. Kaynaklar sınırlıdır, ama insan…
Yorum Bırakİrite Olmak Ne Demek? Eğitimde Dönüştürücü Bir Bakış Açısı Eğitim, sadece bilgi aktarımından ibaret değildir. Eğitim, bireylerin düşünme biçimlerini değiştiren, dünyaya bakış açılarını dönüştüren bir süreçtir. Öğrenme, bazen sadece ders kitaplarında yazanları ezberlemek değil; aynı zamanda hayata dair daha derin anlamlar keşfetmek, toplumsal normları sorgulamak ve kişisel bir dönüşüm yaşamak anlamına gelir. Bu bağlamda, öğrenmenin gücü bizlere sadece bilgi değil, bir bütün olarak hayatı daha anlamlı kılma fırsatı sunar. Peki, bu dönüşüm sürecinde karşımıza çıkan kelimeler ve terimler bizim öğrenme biçimimizi nasıl şekillendiriyor? Tıpta, eğitimde ya da toplumda çeşitli anlamlar taşıyan kelimeler zaman zaman kafa karıştırıcı olabilir. Örneğin, “İrite olmak”…
Yorum BırakYunanca “Nasılsın?” Nasıl Okunur? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Bir Yolculuk Bir eğitimci olarak her yeni dili öğrenmeye başladığımda, yalnızca kelimeleri değil, insanların birbirleriyle nasıl bağ kurduklarını da keşfederim. “Nasılsın?” gibi basit bir ifade bile bir kültürün sıcaklığını, iletişim biçimini ve toplumsal değerlerini taşır. Yunanca bu sözcüğün okunuşunu öğrenmek, yalnızca bir telaffuz çalışması değil; aynı zamanda yeni bir düşünme biçimine kapı aralamaktır. Yunanca “Nasılsın?” Nasıl Söylenir? Yunanca’da “Nasılsın?” ifadesi “Τι κάνεις;” (Ti kánis?) şeklinde söylenir. Okunuşu ise “ti kánis” (ti kanis) şeklindedir. Bu ifade bire bir anlamıyla “Ne yapıyorsun?” demektir; ancak gündelik konuşmada Türkçedeki “Nasılsın?” karşılığı olarak kullanılır. Yanıt olarak, biri size…
Yorum BırakVan Gevaş Kaç Tane Köyü Var? Antropolojik Bir Perspektiften İnceleme Kültürlerin Çeşitliliğini Merak Eden Bir Antropoloğun Davetkâr Girişi Bir antropolog olarak, kültürlerin nasıl şekillendiğini, toplulukların birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu ve bu etkileşimlerin toplumsal yapılar üzerinde nasıl derin etkiler yarattığını keşfetmek her zaman ilgi alanım olmuştur. İnsanlar, doğdukları yerin, yaşadıkları çevrenin ve etkileşimde bulundukları toplulukların bir parçası olarak kimliklerini oluştururlar. Bu kimlikler, sadece bireysel anlamda değil, aynı zamanda toplulukların ritüelleri, sembolleri ve günlük yaşam biçimleriyle de şekillenir. Bugün, Van’ın Gevaş ilçesinin köylerine bakarak, bu coğrafyanın sunduğu kültürel çeşitliliği ve bu çeşitliliğin toplumsal yapılar üzerindeki etkisini inceleyeceğiz. Gevaş, Van ilinin batısında yer…
Yorum BırakKan Bozukluğu Nasıl Anlaşılır? Kan, vücudumuzun temel taşıyıcısıdır; oksijeni, besin maddelerini ve savunma hücrelerini organlarımıza taşır. Peki, bu hayati sıvıdaki bir bozukluk nasıl fark edilir? Yalnızca yorgunluk ya da soluk cilt gibi belirtiler mi yeterli? Haydi, kanın derinliklerine inelim ve bu sorunun cevabını birlikte arayalım. — Kan Bozuklukları: Tanım ve Temel Bilgiler Kan bozuklukları, kanın bileşenlerinden birinin (alyuvar, akyuvar, trombosit) üretimindeki, fonksiyonundaki ya da sayısındaki bozukluklarla ortaya çıkar. Bu bozukluklar, anemiden kanser türlerine kadar geniş bir yelpazeye yayılır. Örneğin, anemi, alyuvar sayısının azalmasıyla oksijen taşıma kapasitesinin düşmesidir. Lösemi ise anormal beyaz kan hücrelerinin kontrolsüz çoğalmasıyla karakterize bir kanser türüdür. —…
Yorum BırakKamu Denetçisi Nasıl Olunur? Bilimin Işığında Adaletin Nabzını Tutmak Bilimsel merakı yüksek biri olarak hep şunu merak etmişimdir: Bir toplumun adalet mekanizması ne kadar karmaşık olursa, denetimi o kadar mı zorlaşır? İşte bu sorunun tam kalbinde “Kamu Denetçisi” kavramı yer alıyor. Diğer adıyla Ombudsman… Bağımsız, tarafsız ve kanıta dayalı bir kamu denetim mekanizmasının en insani yüzü. Peki ama kamu denetçisi nasıl olunur? Bu yazıda, hem bilimsel araştırmaların ışığında hem de sade bir dille adaletin görünmeyen kahramanlarını yakından tanıyacağız. Kamu Denetçisi Nedir? (Bilimsel Tanım ve Tarihsel Arka Plan) Kamu denetçisi, vatandaşların kamu kurumlarıyla yaşadığı sorunlarda aracı ve denetleyici bir rol üstlenen…
Yorum BırakSadaka kurbanın etini kimler yiyemez? Tarihsel köken, güncel tartışmalar ve pratik ölçüler “Sadaka kurbanı” ifadesi halk arasında çoğu zaman nafile (tatavvu) kurban ya da adak (nezr) kurbanı için kullanılır. Hâlbuki etten kimlerin yeyip yemeyeceği kurbanın türüne göre değişir. Bu yazı, kavramları berraklaştırarak “kimler yiyemez?” sorusunu tarihî arka planı ve çağdaş ilmî tartışmalarla ele alır. Kavramları netleştirelim: Hangi kurbanlardan söz ediyoruz? Nafile/sadaka niyetiyle kesilen kurban: Bayram günleri dışında da Allah rızası için kesilip paylaşılabilen kurbanlardır. Sahibi ve ailesi yiyebilir, kalanını ihtiyaç sahiplerine dağıtır. Üçte bir paylaşım sünneti bu bağlamda gündeme gelir. :contentReference[oaicite:0]{index=0} Adak (nezr) kurbanı: Bir adağa bağlanmış kurban. Eti, adağı…
Yorum BırakToplumsal Bakışın Gölgesinde: Pterjium Ne Zaman Ameliyat Edilmeli? Toplumsal yapıların insan bedenindeki yansımalarını inceleyen bir araştırmacı olarak, sık sık şu soruyla karşılaşırım: “Beden sadece biyolojik bir alan mıdır, yoksa toplumsal deneyimlerin sahnesi mi?” Göz yüzeyinde beliren, halk arasında “gözde et parçası” olarak bilinen pterjium bu soruya çarpıcı bir örnektir. Tıbbi olarak korneaya doğru uzanan zar benzeri bir doku fazlalığıdır; ancak onun hikâyesi sadece tıp kitaplarında değil, aynı zamanda toplumun görünürlük, estetik, işlevsellik ve cinsiyetle ilgili normlarında da yazılıdır. Pterjium’un ne zaman ameliyat edilmesi gerektiği sorusu, aslında insanın bedeniyle ve toplumla kurduğu ilişkiyi ne zaman “müdahale edilmesi gereken” bir noktaya taşıdığını…
Yorum BırakBir Antropoloğun Merceğinden: Proximity Anahtarlık Nedir? Bir kültür araştırmacısı olarak yola çıktığınızda, her nesnenin, her davranışın ve her teknolojinin ardında bir hikâye olduğunu fark edersiniz. Proximity anahtarlık, ilk bakışta sadece bir güvenlik aracı, bir erişim kartı gibi görünür. Fakat antropolojik açıdan bakıldığında, bu küçük cihaz modern toplumun ritüellerini, aidiyet duygusunu ve görünmeyen sosyal sınırlarını yansıtan güçlü bir semboldür. Teknolojinin Ritüelleri: Günlük Yaşamın Sessiz Kodları Her toplumun gündelik yaşamında, üyeleri arasında görünmez ama güçlü bağlar oluşturan ritüeller vardır. Geleneksel kültürlerde bu bağlar dini törenler, topluluk yemekleri ya da selamlaşma biçimleriyle kurulurdu. Modern toplumda ise teknolojik ritüeller ön plana çıkar. Ofise girişte…
Yorum Bırak